Mors Alfabesi ve telgrafın mucidi Samual Morse hayatını resim yaparak kazanıyordu. Çok para kazanamayan Morse ülkenin farklı yerlerine giderek iş bulmaya çalışıyordu. Bir süre sonra karşısına güzel bir fırsat çıktı. Kahraman olarak anılan Markiz de La Fayette’in resmini çizecek ve karşılığında çok para kazanacaktı. Bu sırada 3. çocuklarına hamile olan eşi Lucretia bu haberi sevinçle karşıladı ve ona bir mektup yazarak bu teklifin çok güzel bir fırsat olduğunu söyledi.
Ancak işler ikisinin de istediği gibi gitmedi. Morsa eşine gönderdiği mektupta ondan uzun süredir haber alamadığını ve merak ettiğini anlatıyordu. Fakat Lucretia’ dan bir cevap gelmedi çünkü çoktan hayatını kaybetmişti. Morse eşinin ölümünü babasının yazdığı mektupla öğrendi. Ve karısının defnine bile yetişemedi. Bu kalp kırıklığı Morse’ u farklı uğraşlara yönlendirdi. Haberleri daha hızlı ulaştırmanın yollarını araştırmaya başladı. New York Üniversitesinde elektrikle ilgili dersler almaya başladı.Yaptığı çalışmalar sayesinde telgrafı geliştirme yolunu buldu fakat kongre bu çalışmasını geri çevirdi. Morse çalışmayı bırakmadı, Mors Alfabesini tamamladı ve bu sistemi kongre binasında kurarak üyelere nasıl iletişim kurulacağını gösterdi. Nihayet 1835 yılında başarıya ulaştı. Morse Alfabesi 1837’de kullanılmaya başlandı ve Morse 1840 yılında patent için başvurdu. Alfabede nokta ve tireler (• ve –) harfleri temsil ediyordu. Mors kodu; sesli olarak, radyo sinyallerinin açılıp kapatılmasıyla, telgraf tellerinden geçen elektrik akımıyla, mekanik yolla ya da ışıkların yanıp sönmesi gibi çeşitli yollarla iletilebilmekte olan bir sistemdi. Bu nedenle bu hızlı iletişim sadece elektrik, kablo ve anahtara bağlı bir sistemden oluşuyordu. İlk hat ABD’de Baltimore, Maryland ile başkent Washington arasında kuruldu. İlk mesaj İncil’den bir cümleyi içeriyordu ve 24 Mayıs 1844 tarihinde gönderildi. Gönderilen ilk mesaj “Whathath God wrought!” yani “Tanrı neler yaptı! ” anlamına gelen bir cümleydi.
